Evet çok klasik bir konu. Belki de hocam bunu neden yazdınız diyenler olacaktır. Yükselen hedefler, bütünleşik insan kaynakları konuları, yeteneklerin yönetilmesi, insan kaynakları şirket stratejilerinin temeli gibi birçok yeni başlıklarla bitmeyen ve hiç sonuçlanmayan konular dururken şimdi bu konu da nereden çıktı?

Aslında bu konuya dönmek gerektiği inancı ile yeniden gündeme alıyorum.  Bunun birkaç sebebi var. Bir tanesi şuan maalesef zor günler geçiriyoruz ve uzun süredir hiç olmadığı kadar insan iş aramaktadır. İkinci sebep ise yukarda yazdığım tüm o güzel konulara rağmen biz hala seçme yerleştirmede işin temeli, işe başvuru aracı olan özgeçmişi hazırlamayı öğrenmiş durumda değiliz.

O kadar kötü özgeçmişler geliyor ki önümüze inanın ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Düşünün siz mükemmel bir insansınız fakat karşı tarafa kendinizi aktaramıyorsunuz. Sonrada beni iş görüşmesine çağırmıyorlar diye dert yanıyorsunuz. Bu iki taraf için de üzücü bir durum.

Şimdi konuyu çok uzatmadan özgeçmiş nasıl hazırlanır bir bakalım.

Öncelikle özgeçmiş 3 ana bölümden oluşur.

• Ön Yazı
• Özgeçmiş (Ana bölüm)
• Referans Yazıları

İş arayan adayların deneyimimce %95’i sadece özgeçmiş ana bölümü kullanmaktadır. Neredeyse hiç biride referans yazısı kullanmamaktadır. Fakat tüm uluslararası başvurular bu üç başlığın bütününden oluşur.

İsterseniz şimdi sırayla bu bölümler nasıl hazırlanır birlikte öğrenelim.

• Ön Yazı

Ön yazı özgeçmiş için bir başlangıç yazısıdır. Ön yazıda temel amaç; neden başvuru yaptığınızı ve neden işe uygun olduğunuzu anlatmaktır. Çünkü özgeçmiş ana bölümde bu kısım yoktur.

Ön yazıda aşağıdakilerin bulunması gerekmektedir.

• Ön yazı adayın adresi ile başlar, adres bilgisi ile birlikte adayın iletişim bilgisi yer alır.
• İkinci kısımda başvuru yapılan şirketin tam unvanı yazılır.
• Şirket unvanı sonrası şirket adresi ve iletişim bilgisi eklenir.
• Biliniyorsa gönderilecek kişinin adı ve soyadı eklenir. (Sayın, değerli gibi hitap bilgileri unutulmalıdır.)
• Aday geçmişi hakkında kısa bir bilgi verilir.
• Aday kariyer hedefini muhakkak belirtir.
• Biliniyorsa başvurulan ilan bilgisi ve başvurma sebebi yazılır.
• Adayın adı soyadı ile kapatılır. (Saygılarımla, iyi günler gibi hitap bilgileri unutulmamalıdır.)

Ön yazı kendinizi karşı tarafa anlatabileceğiniz ve kendi cümlelerinizi kullanabileceğiniz bir fırsat yeridir. Bu fırsat yerini iyi değerlendirmek aday için bir avantajdır.

Örnek ön yazıları http://www.ahmetkoskan.com/2015/06/28/on-yazi-ornekleri/ linkinden bulabilirsiniz.

Ayrıca bu konu ilgili daha önce yazmış olduğum önemli bir yazıya da aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.ahmetkoskan.com/2015/06/28/is-basvurusunda-on-yazinin-onemi/

Bundan sonraki yazımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu arada sorularınız olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

Ahmet Koşkan

Neyle mücadele etmeliyiz? Nerede mücadele etmeliyiz? Nasıl mücadele etmeliyiz? Ne için mücadele etmeliyiz? Ne zaman mücadele etmeliyiz? Kimle mücadele etmeliyiz?

Evet farkındayım klasik bir başlangıç oldu. Şimdi söyleyeceksiniz bu konuda nereden çıktı? Biraz soluklanın ve bir saniye olsun düşünün. Her şey için mücadele ediyoruz. İyi bir ev, iyi bir araba, iyi bir yaşam ya da toplumsal bilimde iyi bir ülke.  Tüm yorulmalarımız ve tüm koşuşturmalarımız bunun için değil mi? Bazen bıkıyoruz, bazen pes ediyoruz belki de bazen vazgeçiyoruz. Aslında en büyük mücadeleyi kendimiz ile veriyoruz.

İnsanın en büyük mücadelesi ve büyük savaşı kendisi ileyse o zaman kendi başarı ve başarısızlığı da kendi elindedir.  Dünya her zaman bir insanın etrafında döner, o da insanın kendi etrafında. O zaman diyebiliriz ki, insan iyi ya da kötü hayal ettiği her şeyi yapabilir.

Eğer başarı istiyorsanız, başınıza ne gelirse gelsin o adımı hızlıca geçmek ve o adım ile ilgili geriye doğru takıntılı kalmamanız gerekir. Bunu şuna benzetebilirsiniz. Geçmişte yaşadığınız ve zorlandığınız şeyleri şimdi düşündüğünüz zaman basit ve komik gelmektedir. Hatta çoğu zaman kendi iç sesimiz bize ne kadarda aptalmışım bile demektedir. O zaman şimdi ya da gelecekte yaşayacağınız problemler içinde aynı şeyi söyleyeceksiniz. Buna emin olun.

İnsanlar başarı hikayelerini anlatırken hep hayatlarındaki zorluklardan bahsederler. Hiç düşündünüz mü neredeyse tüm başarılı insanların geçmişlerinde böyle bir hikayesi vardır. Bu insanların ortak özelliği yaşadıkları tüm zorluklar ile mücadele edip, baş edebilmeleridir. Eğer siz, size gelen ilk rüzgarda yıkılıyorsanız mızmızlanmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz demektir. Kafanızı yerin altına sokup bekleyerek başarı elde edemezsiniz.

Savaşma gücüne sahip olmalısınız. Dünü dünde bırakmalısınız. Dün sizin için sadece bir deneyim olmalıdır.

Takıntılarınızı hayatınızdan çıkarın. İyi bir kariyer hikâyesi yazmak istiyorsanız, geçmişteki yaşadıklarınız sadece size ait hikayeler olsun.

Kendinizi geliştirmek size güç katacaktır. Bu güç ise size mücadele ruhu verecektir. Eğer savaş alanına çıkacaksınız elinizin altında muhakkak mühimmatınız olmalıdır. Bu mühimmatlar okulunuz, yabancı diliniz gibi klasik şeylerde olabilir, sizi siz yapan üstün şeylerde.

Herkes başarabiliyorsa sizde başarabilirsiniz. Bunu unutmayın ve asla vazgeçmeyin.

Ahmet Koşkan

Some are looking for work, some have just graduated, some do not like the job, now you place into a package what you think. Let’s look at the other side. I can not find staff, candidates can not develop itself, anyone lives empty, nobody knows foreign languages, university is not enough to find work. This is other side of the coin.

Everyone is discussesing the main problem. The result is a big zero.

We have to criticize ourselves a little. I’m going to many companies. I see, people are not very experienced and knowledgeable who find and chosse staff. They don’t know any professional method to select. I’m sure the number of these people are eighty percent.

Even though, these people are better off than the boss. Because the bosses are making the biggest mistake in staffing. Employers are hiring unqualified people. They know that people usually closely.  They are relatives, friends, buddy etc. In this case you don’t search stone in rice. Anyhow you will not clean it.

What do we do in this case?

I will advise you some advice for searching and finding job and your use.

1. Have the environment. Spouse, friends, relatives whatever. Select them in the best place in which the person.
2. Learn computer ms office programs than internet.
3. Learn certain foreign language
4. Goes to an education, how to prepare a resume?
5. How to find a job? Get experience in this regard.
6. If you are invited for an interview. Go suitable for interview.
7. Love your job.
8. Do Not Fly To Fee! You Gravel! Especially new graduates.
9. The best universities will not open a door alone for find a good job. Develop yourself.
10. If you know three foreign languages. If you think you found three times more money. You are wrong.
11. If you entered the work with reference or backing and If you do not know the business. You’re fired.
12. Be realistic telling your work experience. Do not lie. You don’t work for stock market in New York.
13. Don’t whine after being hired. We spent a lot of labor for hire you. Pity on us.
14. If you say there are jobs everywhere. We do not keep you. Doors open.
15. Don’t comparison continuously your own company with other companies. This lowers your motivation.

Ahmet Koşkan

Kimi iş arıyor, kimi yeni mezun, kimi işini beğenmiyor aklınıza ne gelirse koyun şimdi bu kefenin içerisine. Hadi diğer tarafa da bakalım eleman arıyorum bulamıyorum, adaylar kendini geliştirmiyor, herkes boş yaşamış, insan yabancı dil öğrenmez mi, o kadar üniversite okumuşsun gibi gibi yüzlercesi de bu tarafta.

Temel sorunu herkes bir yerde tartışıyor. Sonuç elde var kocaman bir sıfır.

Biraz da kendimizi eleştirmem lazım. Birçok şirkete gidiyorum. Bu deneyimle eleman seçen ve bulan arkadaşlarımızın da çok ileride olduğunu söyleyemem. Ya daha hiçbir yöntem uygulamadan adayın tipine ve torpiline göre seçen kişi sayısı eminim hala yüzde seksenlerdedir.

Tabi bu tür aday yerleştiren arkadaşlar yine iyi durumda olanlar. En büyük hatayı da tabi patronlar yapmaktadır. Yani işverenler. İşverenler işveren yetkisi kullanarak, tabi hakkıdır kendi işletmesi anlıyoruz, üst pozisyonlara hısım akrabasını veya bir tanıdığını yerleştiriyor. Anlayacağınız üzere onlarda genelde işten anlamayan bir yetkinlik yapısına sahip oluyorlar. Al o zaman başınıza belayı. Pirinç de taş aramanıza gerek yok. Nasıl olsa temizleyemeyeceksiniz.

Ee biz ne yapacağız bu durumda?

İş bulurken de iş ararken de kullanacağınız tavsiyelerimi ben size kısaca sıralayım;

1. Çevre edinin. Eş, dost, akraba ne varsa. Bunları iyi yerde olan kişilerden seçin.
2. Bilgisayarın internet kısmını değil ofis programları kısmını öğrenin.
3. Yabancı dil diyeceğim kızacaksınız. Dedim bile J.
4. Bir özgeçmiş hazırlama ile ilgili eğitim alın.
5. İş nasıl bulunur bu konuda tecrübe edinin.
6. Ola ki şansa mülakata davet edildiniz. Ne olur adam akıllı gidin.
7. İşi beğenmemezlik yapmayın.
8. Ücrette uçmayın çakılırsınız. Özellikle yeni mezunlar.
9. İyi üniversitede okudum diye iş bulacağım diyorsanız yanılıyorsunuz.
10. 3 dil biliyorsunuz diye 3 katı para vermeyeceğiz bilginiz olsun.
11. Güzelliğiniz on para etmez. Torpil biter iş başlar. Yapamayan kapıya yaklaşır.
12. İş deneyimlerinizi anlatırken uçmayın New York’ta plazada borsayı indirip kaldırmıyorsunuz.
13. İşe girdiğiniz anda sonra mızmızlanmayın. Sizi işe almak için çok emek harcadık. Bize yazık.
14. Her yerde iş var diyorsanız, buyurun biz Vallahi sizi tutmuyoruz.
15. Diğer şirketlerde şu varmış diye sürekli gelmeyin. Bizdekileri sayasım geliyor.

Ahmet Koşkan

İnsan her zaman toplum içerisinde saygı görmek ister. İster devasa büyüklükteki topluluklar olsun isterse bir aile kadar en küçük topluluk olsun bu kural insanın manevi beklentisi olan saygı için değişmez.

İnsana saygınlık kazandıran bir çok yön vardır. Bunlar insanın kişilik yapısına göre değişir. Kimi insanlar maddi varlıklar ile bu saygınlığı görürken kimileri ise davranışları, yani manevi tarafları ile bu saygınlığı görür.

Kariyer insanın iş çevresindeki saygınlığını artırma arayışıdır. Yani kişinin hem maddi hem de manevi anlamda statü kazanma çabasıdır da diyebiliriz. Kariyer insana sadece iş çevresinde saygınlık kazandırmaz toplumun diğer kesimlerinde de bu saygınlığı devam ettirir.

Buradan şu çıkarımı yapabiliriz. İnsanın iş hayatındaki başarı ve başarısızlıkları diğer toplum katmanlarında ki misyonunu da etkilemektedir.

O zaman toplumdaki insanın her hangi bir yerdeki davranışı diğer yerlerindeki davranışlarını ve başarılarını da etkilemektedir.

Yaptığım tüm araştırmalarda kariyer sahibi olan insanlarda temelde iki kişilik özelliği olduğunu görmekteyim.

Birinci kişilik özelliğine sahip olan grup hırs ve azime sahip olan ve duygularını gizleyerek yükselme olanağını etkileyen insanlar ile çıkar ilişkisi kuran ve bu insanlara gerektiğinde çok iyi davranan ama sürecin sonunda çıkar ilişkisi bittiğinde asıl davranış özelliklerine dönen kişilik grubudur. Bu grup hakkında DİPSOS yazımı okumanızı tavsiye ederim.

İkinci grup ise başarı odaklı destekleyici insanlardır.

Bu insanlar genelde toplumun diğer kısmına göre daha mutludurlar ve odak noktaları başarı üzerinedir. Yani sosyal hayatlarında başarılı ve mutlu oldukça iş hayatlarında da başarılı ve mutlu olurlar ve bu onlara kariyer basamaklarını getirir. Çünkü bu insanlar iş yerinde gülen yüzlü, insanları destekleyen, diğerlerini geliştiren insanlar olarak ön plana çıkar ve bu da onların diğer insanlar tarafında sevilmesine neden olur. Bu sevgi ise onlar hakkında oluşan olumsuz geri dönüşleri engeller ve diğer insanlar tarafından kabullenme hissini kuvvetlendirir.

Bu tür kişilik yapısında olan insanlar bulundukları yerlere genelde büyük katkılar sağlarlar ve bu da onlara başarıyı doğrudan getirir.

“Kısacası başarı kariyer olarak karşımıza çıkar.”

Benden size tavsiye sosyal hayatınızda ve iş hayatınızda başarılı ve mutlu olmaya çalışın, aksi halde her ikisinde de zorlanmak zorunda kalırsınız.

Siz siz olun sürekli sorun çıkaran ve mutsuz olan insanlardan uzak durun. Çünkü evrende insanlar birbirini etkilerler.

Ayrıca başarılı olmak için başkalarından bir şey beklemeyin! Beklerseniz başaramazsınız!

Ahmet Koşkan