28Haz/15

Dünyadaki En İyi 10 Kariyer Sitesi

Yapılan araştırmalar dünya üzerinde kullanıcılar ve şirketler tarafından en çok tercih edilen on siteyi belirledi. İş bulmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en çok tercih edilen yöntem olan web sayfaları, kendi aralarındaki rekabet ilede kullanıcılara her geçen gün yeni fırsatlar sunmaktadır.

Şirketler ve kullanıcılar tarafından tercih edilen en iyi on web sitesi;

YAHOO! HotJobs,

JobCentral.com

CollegeRucruiter

CreerBuilder

Monster.com

Indeed.com

Simply Hired

LinkUp

Jobing.com

Net-Temps.com

28Haz/15

Motivasyonlu İş Gücü Planlaması

İş gücü planlaması makro ve mikro ölçekte herkesi ilgilendiren bir konudur. Tabi ki işgücü planlaması bir devlet politikası olmalı ve içerisinde uzun dönemli hedefler ve çözümler içermelidir. Tüm bunlar olması gerekenlerdir. Fakat madalyonun hep bir başka yüzü vardır. Hedeflenen ve planlanan şeyler sonuca ulaşmaz ise güzel çizilen tablolar hep hayal olmaktadır.

İş gücü planlaması sadece bir devlet politikası değil aynı zamanda bir aile politikası, bir işyeri politikası ve bir birey politikası olmalıdır. Neden bugün bu yazıyı sizinle paylaşıyorum; çalıştığımız işyerlerindeki uygulamalarımız ve bir birey olarak sosyal çevremize verdiğimiz katkının ölçüsü ne kadar bu politikaları desteklemektedir? Eğer eğitimimizle, işimizle, sosyal hayatımızla bu politikaları benimsemezsek daha uzun dönem, işyerlerinde işini sevmeyen insanlar göreceğiz demektir. Sizinle paylaşma sebebim insan kaynakları açısından tamda budur. İşyerini ve işini sevmeyen insanlar bir işte ne kadar başaralı olabilirler veya ne kadar verimli çalışabilirler?

İnsan kaynaklarının temel sorunlarından bir tanesi mutsuz insanların olduğu bir ortamdır.  Bu ortamların oluşma sebepleri maalesef uzun dönemli etkiler ile olmaktadır. Çok basit bir şekilde anlatmam gerekirse, lise öğrencisi rastgele bir üniversite ve rastgele bir bölüm kazanır, o bölümden mezun olur ve rastgele önüne ilk gelen işe girer, girdiği o işte ve muhtemelen kendine uygun olmayan bir meslekte bir ömür geçirmeyi dener. Evet bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Şimdi her gün yüzlerce kez gördüğümüz bu ortamdan basit birer politika ile kurtulmamız mümkün müdür?

Bu duruma çalışanların gelmesi yani motivasyonu düşük bir çalışan kitlesi oluşmasının sebepleri sadece birkaç politika mıdır? Elbette hayır.

Bu noktaya gelmemizde başta bireyler olmak üzere bizlerin, ailemizin,  arkadaşlarımızın, okulumuzun, işimizin hatta devletimizin yani herkesin öyle ya da böyle bir katkısı olduğu bir gerçektir.

Tüm bunlar sebeplerin kendileridir. Önemi olan bu sebepleri yazmak değildir. Önemli olan her ne aşamada olursa olsun bu motivasyonsuz insanlara insan kaynakları açısından çözüm bularak, onları daha verimli hale getirmektir. Bunu başarmak için yapmamız gerekenler nelerdir?

Öncelikle seçme yerleştirme sürecinde olanlar ve şuan çalışanlar diye iki grup oluşturun.

Seçme yerleştirme sürecinde olanlar için;

1-Kesinlikte uygun görmediğiniz pozisyona bu adayları yerleştirmeyin,
2-Mesleki belirleme testi ve kişilik testi muhakkak uygulayın ve yorumlayın,
3-Arama kriterlerinizi önceden iyi bir şekilde belirleyin ve kriterler dışına çıkmamaya çalışın,
4-Bölüm ve meslek ilişkilendirmelerini iyi yapmaya çalışın, teknik bir bölüm söz konusu değil ise adayın uygun meslek tercihinde bulunup bulunmadığını tespit etmeye çalışın,
5-Teknik bölümlere teknik gereklilik gereken meslekler haricinde de muhakkak şans tanıyın,
6-Adaya işe aldığınızda deneme süresi şansı olduğunu hatırlatın ve en az 5 yıl olmak kaydı ile meslek değiştirme yapma şansı olduğunu belirtin.
7-Mesleki yönlendirme (Koçluk ve montörlük)  sistemi kurun.
8-Eğitim ihtiyacının karşılanacağı bir ortam oluşturun ve kişileri eğitimlere teşvik edin.

Şuan çalışanlar için;

1-Mutsuz insanları isim isim tespit edin. (Tanımlama her şeyin başıdır.)
2-İyi bir eğitim sistemi kurun ve bu insanları takım eğitimlerine kanalize edin,
3-Koçluk ve montörlük yapısı ile mesleki yönlendirme yapın,
4-Rotasyon sistemini kuvvetlendirin,
5-Farklı kariyer olanakları sağlayın,
6-Emeklilik ve anlaşmalı işten ayrılma gibi seçenekleri gerekirse kullanın.

28Haz/15

Meslekte Uzmanlaşma ve Mesleki Tatminsizlik

Değişen dünya şartları ve hızla büyüyen ekonomiler farklı mesleklerin doğmasına neden oldu. Ayrıca değişen dünya şartları ve büyüyen ekonomiler mevcut mesleklerinde gelişmesine katkıda bulundu. Günümüz dünyasında artık meslek adı ne olursa olsun, tüm çalışanlardan en yüksek verimlilik ve en çok fayda beklenmektedir. Bu nedenle sürekli gelişim ve sürekli değişim şart hale gelmiştir. Bu gelişim ve değişim sürecinde daha yüksek verimli çalışan olabilmek için, çalışanın mesleğinde uzman seviyeye gelmesi gerekmektedir.

Tabiî ki mesleki uzmanlık zaman ve yatırım alan bir süreçtir. Bir meslekte uzman olabilmek uzun vadeli planlar ve yüksek çalışma temposu isteyen bir durumdur. Çünkü hangi meslek olursa olsun öğrenme süreci, önce teorik yapının insan beynine yerleşmesi ile başlar. Daha sonrasında ise uygulamalar ile, kişi yaptığı meslekte uzmanlaşmaya yani öğrenmeye başlar. Uzmanlaşma terimsel olarak yaptığı mesleği iyi bilme anlamına gelmektedir. Uzmanlaşmanın bir üst yapısı ise mesleğinde danışılan kişi konumuna gelmektir.

Tüm bu anlattığım süreç bir meslekte uzmanlaşmanın aşamalarıdır. Fakat ben bugün sizlere daha farklı bir konu olan uzmanlaşmanın dışına çıkılması ile,meslekten uzaklaşmanın vermiş olduğu, mesleği sevmeme ve verimsiz işte bulunma konusunu anlatacağım ve olabildiğince çözümlemeye çalışacağım.

Hepimizin çalışma yaşamında karşılaştığı ve çoğu zaman dostlarımız ile muhabbet ederken duyduğumuz bir konudur mesleği sevmeme. İnsanlar hep mesleklerine başlarken nasıl severek başladıklarını anlatırlar. Daha sonra ise yorulduklarını ve mesleklerinden bıktıklarını söylerler. Ardından mesleklerini hatta hayatlarını değiştirmek üzerine hayallerini aktarırlar. Bu hikayeyi hepimiz birçok kişiden duymuşuzdur. Hatta duymakla da kalmamış, çoğu zaman bizlerde bu yakarışta bulunmuşuzdur.

Şimdi buraya kadar her şey hepimizi kulağına normal gelmektedir. Fakat şunun bilincinde olan insanlar olmalıyız. Mesleğinde uzmanlaşmış bir kişinin mesleğini bırakma veya değiştirme ihtimali son derece güçtür. Bırakma ve değiştirme ihtimali son derece sorumluluk isteyen bir durumdur. Bu değişim hikayesini başaran insanları etrafımızda çok görmemekle birlikte “Ferrari’sini Satan Bilgi”leri de okumaktayız.

O zaman bizi bu duruma sokan sebep nedir? Bu sebebi bulmak için doğru soruyu sormak ve doğru analiz etmek gerekmektedir. Bana göre asıl soru kalıbımız şudur; mesleğinde uzmanlaşmış bir kişiyi, mesleğinden soğutan ana neden nedir? Bu soruya verilecek cevaplar benim analizlerim çerçevesinde şöyledir;

1)Kişi uzun dönemdir hep aynı işi yapmaktadır ve yaptığı iş rutine bağlamıştır.

2)Kişinin mesleğinin başındaki yaptığı iş ile, mevcutta yaptığı iş arasında çok ciddi bir fark vardır.

3)Meslek adı aynı kalmasına rağmen, kişinin yaptığı iş meslek dışına çıkmış ve farklılaşmıştır.

4)Kişi kariyer yolu içerisinde yönetici pozisyonlarına yükselerek, uzman olduğu konudan çok yönetim işleri ile ilgilenmektedir.

Bu verdiğimiz cevapları incelediğimiz zaman 4 ana sebebin mesleğinde uzmanlaşmış kişilerin, işyerlerine gelmeme isteğini artırdığını görüyoruz.

Bu sebeplerden ilki monoton yapıdaki iş sürecidir. Bazı insanların işi, uzun dönem hep aynı konular etrafında döner. Bu tür insanlar ya kendileri iş konularında bir değişiklik yapmak istemezler ya da bulundukları işletmeler de bu değişikliği yapacak bir sistemleri yoktur. Her iki durumda da kar amacı güden işletme yapısına zarar verirler. Çünkü rutine bağlanan işler katma değeri az olan işlerdir. Bu süreçten çıkma yolu ise iyi bir kariyer planlaması sisteminin kurulmasıdır.

İkinci sebebimiz; insanların ilk başta büyük bir heyecanla yaptıkları ve başladıkları işlerin, zamanla aynı meslek içerisinde değişmesi ve farklılaşmasıdır. Örneğin kişi maliyet muhasebesi uzmanı iken, işletme ona mutabakat denkleştirme yaptırmaktadır. İşletmenin zararına olan bu süreçten çıkma yolu ise, iyi bir iş analizi ve iş değerlemesi sürecinin yapılması ve kurulmasıdır.

Üçüncü sebebimiz ise; bazen meslek adları ile yapılan işlerin birbirine uymamasıdır. Bu hepimizin gördüğü bir süreçtir. Kişi adı aynı olmasına rağmen farklı bir iş yapmaktadır. Örneğin yönetici asistanı olan bir kişi, planlamacı ve bütçeci olmuştur. Bu süreçten çıkmanın yolu ise, iyi bir organizasyon değişikliği yaparak yeniden bir insan kaynakları planın oluşturulmasıdır.

Son sebebimiz ise, bana göre en önemli sebeptir. Kişi yükselirken kazanmış olduğu yetkinlikler onu mesleğinden uzaklaştırır. Şöyle ki bir meslekte uzman olan kişi, zaman içerisinde meslek dalında yönetici olmaya adaydır. Uzmanlığını tamamladığı zaman, üzerine yeni bir yük olan sorumluluk ve yöneticilik eklenecektir. Yöneticilik yetkinliği kişiye yüklendiği zaman, kişi uzman olduğu işten çok yönetme işi yapacaktır. Bölümünü yönetecek hatta şirketini yönetecektir. İşte bana göre tam da burada diyebiliriz ki, kişinin işi yöneticiliktir. İşte bu durumda kişi severek yaptığı işten kopmuş ve yorulmuştur. Tabiki bu bir kariyer sürecidir ve tüm çalışanlar yükselmek isteme duygusuna sahiptir. Burada kişinin mesleğinden uzaklaşması son derece normaldir. Fakat bu uzaklaşma kişinin işten soğumasına neden olmamalıdır. Yani işletme çıkarlarını etkileyecek düzeye getirilmemelidir. Bunun çözüm yolu ise yetenek ve gelişim yönetimidir. İşletmeye en çok zarar veren pozisyonlar üst seviyelerde yaşanan gizli işsizlikler olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu kişiler yüksek maliyetli kişilerdir. O yüzden işletmelerin iyi bir yetenek ve gelişim yönetimi sistemi kurması gerekmektedir.